Kendi meşguliyetlerimden ötürü Boğaziçi dayanışmasını o kadar yakından takip edemiyorum açıkçası.
Ama son birkaç günde yaşanan olaylardan ötürü de normalin üzerinde bir takibim oldu. Mesela Süleyman Soylu'nun Candaş Tolga Işık'la olan 2 saatlik yayınını izledim dün.
Türk polisi ve emniyet genel müdürlüğünün öğrencilerin büyük bir özveriyle "barışçıl protesto" ısrarına rağmen takındığı tavır bunda etkili oldu. 1,5 saat Soylu'ya tahammül etmem bundandır.
Soylu'nun anlayışı da zihniyeti de malum. Bu topraklara muhteşem bir şekilde yakışan bir içişleri bakanı. Herkese müstehak. Kahramanlaştırılması da her zaman bundan oluyor zaten.
Soylu'nun canlı yayınından buraya o kadar konu edilecek şey var ki listelemeye yetmez.
Ama en komiği CB hakkında konuşurken yaptığı dalkavukluklar ve tam biat göndermeleri.
Misal Erdoğan'dan sonra siyaset yapmayacakmış hazretleri. Canlı yayında nasıl da sorunsuz bir biatçı olduğunu sergiliyor aslında orada. Yoksa sözün itibarını en çok bunlar ayaklar altına aldı. Mesaj bize değil.
Ne bileyim Damat'la ilgili bir soruya "Ak parti içinde fikirlerimizin en çok örtüştüğü isim Berat Bey" diyor ve ardından hemen ekleme ihtiyacı hissediyor; "Tabi Cumhurbaşkanını saymıyorum, onla kıyas yapmak ne haddimize" alskdjalksdjsd
Ya Süleyman gerçekten çok ucuz bir adamsın sen ya.
Emniyet Genel Müdürlüğü'nün resmi Twitter hesabı twitter trolü gibi paylaşımlar yapıyor. Ne bir ağırlığı var ne de kurumsallığı var.
Akit gazetesinden hallice yani.
EGM'nin 3 gündür Güya Türk polisini korumak, aklamak ve temize çıkarmak için kastığı algı evlere şenlik. Bir tane boğaziçili bir kızı hedef göstermekten ve üzerinde algı oluşturmaktan falan da asla çekinmiyor. Kız da muhtemelen 2000 doğumlu falandır ha.
Türk polisini aklamaya falan bu kadar kasmanıza gerek yok. Birkaç güne bu konuda da devletin kasasından harcamalar yapıp Türk Polisi imajı için viral kampanyaları da yapacaksınız eminim.
Yine insanların hassasiyetlerini suistimal edip barışçıl eylem yapan çoluk çocuğun tepesine silahlı nişancı koymanızı, gencecik çocuklara vatan haini muamelesi yapmanızı, tepemizdeki müslüman oligarklara köpeklik yapmanızı falan görmezden gelmemizi isteyeceksiniz. Bu halkın çocuklarının neden polis nefretine sahip olduğunu hiçbir zaman anlayamayacaksınız.
Sabaha kadar da marjinalleştirseniz bu halkın çocukları tarihin her döneminde kime nasıl peşkeş çekildiğinizi unutmayacak. Biz maalesef Fethi Sekin gibi isimlerin de varlığını biliyoruz. Teşkilatınızda nice Fethi Sekin'ler harcanıyor zaten, hepsini biliyoruz.
Bunu neden yazıyorum buraya? Çünkü daha önceden yazdığım bir yazıyı ekleyeceğim aşağıya. Ben diyeceğimi orada zaten söylemiştim. Üzerinden aylar geçti. Zaten o yazı da çok ama çok eskiden oluşan fikirlerimin o an için ortaya çıkışından ibaretti.
Bugünlerde de sürekli tekrar eden şeyler yine tekrar etti. Somut örnekler oluştu hatırlatmak istedim.
Bu tarz eleştirilerde Türk ibaresinden çekindiğinizi biliyorum. Eleştireceğiniz zaman dahi "türk polisi" yerine "polis" başlığına falan yazıyorsunuz. Sanki bütün bu olanlar Uganda'da oluyormuş gibi. Keza kurumlar ile kurumların içerisindeki memurları birbiriyle özdeşleştirdiğinizi de biliyorum. Eminim tanıdığınız çok kral polis, asker, bekçi falan da vardır. :D
Umurumda değil.
Uzatmaya gerek yok. Soylu üzerinden sabaha kadar milliyetçilik, vatanperverlik ve antiterör mastürbasyonu yapabilirsiniz. Umurumda değil.
Süleyman Soylu; CB'nın ev hayvanından hallice bir siyasetçisidir.
Emniyet Genel Müdürlüğü, dolayısıyla Türk Polis Teşkilatı ve hükümete bağlı geri kalan tüm kolluk kuvvetleri Süleyman Soylu'nun şahsına ait çete birlikleridir.
Aşağıdaki yazıyı
(bkz: 30 ağustos zafer bayramı) başlığına 30 Ağustos 2020 tarihinde gerçekten içimden gelerek ve inanarak yazmıştım.
O gün de anlamlıydı ve eminim bugün de birçokları için yeni anlamlar ifade edecektir.
---
spoiler ---
Şu konuda hemfikir olmamız gerekiyor artık: Mevcut siyasi yönetim şekli sebebiyle devlet mekanizmasına legal illegal yollardan temas eden tüm kurum, şirket ve teşkilatlar devletin ve milletin değil mevcut iktidarın tam yetkisi ve esareti altındadır. Kolluk kuvvetleri dahil.
Tam da bu sebepten TC devleti bir avuç oligarkın ayaklarının altında paspas olmuştur.
Cebinize uzanan el, suratınıza patlayan şamar onların elidir.
Sırtınıza inen cop onların sopasıdır.
Yolunuzu kesenler onların eşkıyalarıdır.
Kapınıza gelip havlayanlar onların köpekleridir.
Kurumsallaşmış ve bir şekilde bu oligarşik siyasi düzenle temasa geçmiş hemen her yapılanma içerisindeki şahısların iradelerinden bağımsız bir şekilde bu düzenin oyuncağıdır.
Ödediğini verginiz, harcadığınız paranız, emeğiniz, vatandaşlık görevleriniz hep aynı zümre içindir.
Mevcut şartlar gereği yasal hak ve özgürlükler anlamsızdır. Attığınız her adım onların kudreti ve iradesi kapsamındadır.
Onların yazdığı tarihi olur, gündemi sünger gibi emer, onların tasından yemek yersiniz.
Artık hepimiz aynı anda ama farklı ölçülerde gariban çocuklarız.
Ne vatan sizin ananızdır ne de devlet sizin babanızdır.
Sizler artık fiili olarak da kimsesiz çocuklarsınız. Sırtınızı dayayacak hiçbir kurumsal dayanağınız kalmadı.
Haklarınızı bu yollarla arayamazsınız.
Sizden, bizden, bu esir kentin insanlarından büyük idealler beklemekten vazgeçtim ben
Örgütlenmeniz, bireysel sivil pasif agresif direniş göstermeniz memleketteki her ferdin kendi haysiyet ve namus meselesidir
Kendi başınızın çaresine bakınız!
Bu kervanın nereden kalkacağı meçhul
Bizden yaşatılan tarihi, üstünde durduğumuz toprağı, cebimizdeki kuruşu, tenimizdeki canı, bedenimizdeki kuvveti değil sağlam bir iradeyle haysiyetimizi istiyorlar.
Kapınıza gelen kompradorlara cevap verin!
---
spoiler ---